31 Aralık 2011 Cumartesi

Yeni yılımız hepimize sağlık, huzur, başarı ve bol kazanç getirsin...


Merhabalar,

Bir yılın daha sonuna geldik. 2011 güzel bir şekilde geçti. En azından dünyada savaşlar olsa da Türkiye olarak savaş yaşamadık veya salgın hastalığa kapılıp milyonlarca insanımız ölmedi. Herşeyi bazen iyi yönden düşünmek gerektiğine inanıyorum.
Tabi ki çok zor günler atlattık. Şehitlerimizin aileleri sürekli kan ağladı . Van depremi hepimizi derinden sarstı bunun yanında Rize’deki sel felaketleri bu yıl hat safhadaydı. Ama hepsi geçti ve yaraları sarma zamanı.

İyi düşünelim ki iyi olsun. 2012 yılı inşallah tüm insanlar için çok güzel bir yıl olur. Herkesin istediği, dilediği şeyler bu yıl gerçekleşir.  Bende sizler için sağlık ve huzur diliyorum. Umarım tüm yıl boyunca sağlıklı ve huzurlu olursunuz.

Peki geçen yıl  neler mi yapmışım :)
·         Öncelikle ev değişikliği oldu. Eşimim işine yakın bir eve taşındık. Üsküdar’dan Pendik’e


·         Ben evime yakın bir iş buldum ve Demir Çelik sektöründen Enerji Sektörüne geçiş yaptım.

·         İş seyahatlerim oldukça fazlaydı.



·         İş Güvenliği uzmanlığı eğitimine gittim ve C sınıfı iş güvenliği uzmanı oldum.

·         Saçlarım yıl içinde çok değişti.

·         Yoğunluktan fırsat bulup, Mersine 10 günlüğüne tatile gittim.
·         Haftada iki gün İngilizce derslerim oldu.
·         Bu yıl sadece iki kez doktora gittim ve çok şükür çok önemli sonuçlar çıkmadı. Gayet sağlıklıyım yani :)
                             Yeni yılda herşey gönlünüzce olsunnnnnnnnnn.

28 Aralık 2011 Çarşamba

Hafta sonu çalışması

Merhabalar,

Herzaman diyorum, haftasonu diyince kendimi kaybediyorum, mutlaka birşeyler yapmam gerektiğine inanıp, haftaiçi tüm yorgunluğuma birde haftasonu yorgunluğumu ilave ediyorum. Canım çıkıyor pazartesileri :)

Maalesef cumartesileri ev temizliği ile geçince o günümü fazla değerlendiremiyorum acaba ev temziliğini hafta içi mi yapsam :D?

Pazar günü, mutfakta küçük bir dolap ihtiyacım vardı onun ölçülerini alıp, tanıdığımız bir marangoza yaptırmaya gittik. Renginde ve fiyatında anlaşınca, çalışmalara başlandı. Portmanto ölçülerimi de almıştım ama marangozumuz çizimimi ve ölçüleri beğenmedi ve yapamayacağını söyledi.

Hey gidi günler hey, eskiden öylemiydi ya sen yap derdin adam yapardı şimdi :) Neyse,  ya ölçülerimi değiştircem yada marangozumu.

Dönerken Gebze'de kumaşçı gördüm. Nar çiçeği kumaş beğendim ve hemen aldım ne yapsam ne yapsam bol bir gömlek vari bir şey yapayım dedim. O nasıl oluyor diyosunuz aşağıda göreceksiniz. Sizlere da nasıl yaptığımı bir güzel anlattım..

1-  Hazır kalıp kullanıyorum daha kolay oluyor :)  Şekil-A da gördüğünüz gibi

ŞEKİL-A

2-  Kesme Biçme işlemleri :)  Şekil-B de gördüğünüz gibi


ŞEKİL-B

3-  Dikim işlemleri :)  Şekil-C de gördüğünüz gibi

ŞEKİL-C

4-  Giyim işlemleri :)  Şekil-D de gördüğünüz gibi

ŞEKİL-D

Hızımızı alamadık tekrar giyiyoruz.
:)





Öpüyorum sizi.
Kaçtım ben.

9 Ağustos 2011 Salı

Tatlı Krizim.:)

Tatlı ile aram pek iyi değil. Lisede çıkan sivilcelerimin kaynağını tatlıya bağlayan doktoruma yanlış tedavi uygulamış olsa da teşekkür ediyorum:)) Bu nedenle tatlılardan soğudum ve kilolarıma birde tatlı kiloları eklenmemiş oldu. Bir dönem tatlıyı azalttım o dönemi zaten biliyorsunuz ;) Daha sonrada istememe rağmen fazla yiyemiyorum.

Sürekli az yiye yiye bazı dönemler vücudum artık dayanamayıp, tatlı için deliriyor resmen. Ayda yılda bir olsa da dün akşam o günlerimden biriydi. Tüm vücudum profiterol kazanına düşmek istiyordu. :P Hemen tatlıcı bulup ne var ne yok yemeliydim, yoksa etrafa zarar verebilirdim:)

Bu krizimi güzel güzel yaşayayım diye boğaz kenarında güzel bir yere gittik. Kocaman bir tabak açık büfe tatlı aldık... Aslında hepsini yiyip biraz yordum kendimi göbek ve kalçalarıma direk yağ niyetine yapıştabilirdim :) Gecenin bir vakti bir tabak tatlı.





Eşim belli bir aşamadan sonra (boğulmadan önce) tabağı önümden yavaş yavaş çekmeye başlamıştı:)

Sevgiler,

Meldemoz.

4 Ağustos 2011 Perşembe

Bu arada neler yaptım.


Neler mi yaptım?

Bir ara Bilecik'e gittim ve gitmişken Bozüyük- Söğüt - Domaniç turu yaptım.


Bir ara Eşkişehir maceram oldu.

Arkamdaki suni plaja bayıldım.
Totem yaptım:)


Bir arada Taksim'e uğradım:)))


sevgiler,

Meldemoz

8 Haziran 2011 Çarşamba

Sıvı Yağ Dökme :P

Hem çalışmak ki benim iş hayatım biraz stresli ve yorucu malesef hem de ev işleri gerçekten çok zormuş. Bu durumda olup bir de bebişi olanlar, çocukları olanlar var, Allah yardım etsin gerçekten.

Neyse bu nedenle evde nasıl daha rahat ve kısa sürede ev işlerimi yaparım arayışı her zaman kafamda olduğu için Koçtaş mağazasına fırsat buldukça uğruyorum :) Geçen  gün bir şey gördüm belki çok önceden alanlar ve kullananlar vardır ama bayıldım ve hemen aldım.

Yağ pompası:) Yağdanlıklarıma yağ boşaltırken mutlaka az da olsa kenarlarına dokulur sonra onları silmeye uğraşırız. Tabi tasarrufluyuz aldık mı büyük tenekelerden alıyoruz sonra kullanmak için yağdanlığa boşaltmaya çalışıyoruz. Önce huni kullanıyoruz biri huniyi tutsunda kenara dökülmesin diye...... artık bitti bu işkence:) bir kere takıyoruz sonra kullanıyoruz.

 Tabi ilk denemem de dökmemek için gayet dikkatli ve lavoboda yaptım ama artık tenekeyi kaldırmadan da olduğu yerden yapabilirsiniz. Garanti verebilirim.:) Marka hiç önemli değil. Birde tenekenin büyüklüğüne göre boyu ayarlanabiliyor.

2 Haziran 2011 Perşembe

Saçlarım gitmişti.:)

Şu yazımda saçlarımı kestirmiştim. Gayet güzel mesajlar yorumlarda aldım. Beğendiğinize gerçekten çok ama çok sevindim.

Saçlarını kestirmek isteyen okurlarımdan birkaç tane fotoğraf isteyenler oldu. Hemen fotoğrafladım.








Sevgiler,

Meldemoz.

1 Haziran 2011 Çarşamba

Hafta sonu çalışması

Bildiğiniz gibi hafta sonları mutlaka uğraşacak birseyler buluyorum. Eskisi kadar dışarı çıkmak da istemiyorum. Eskiden Mango'dan çoookk ucuza aldığım ve belki birkaç değişiklikle bir şeye benzetebilirim dediğim ceketimle uğraştım.

ilk hali;



Son hali;
Yakasını çıkardım. Çıkardığım bu kumaşı arkasını daraltmak için kullandım. Tabi öndeki düğmelerde arkaya geçti.

Sevgiler,

Meldemoz

Hımmmmm enfes:)

Şu yazımda çileklerimi yazmıştım. Bugün işten eve geldik, yemek yedik ve çayımız için balkona geçtik, maydanozlarımı, biberlerimi, domateslerimi ve çiçeğimi suladıktan sonra birde çileklerime bakayım dedim. veeeeee ne göreyim kocaman bir çilekkkkk:)



 Yıkamadan yedik:)

 Bir tarım işi daha başarıyla sonuçlanmış oldu.

sevgiler,

Meldemoz.

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Şantiye Kontrolleri...

Merhabalar,

Bu hafta yazamadım. Hafta İçi Denizli'de şantiye kontrolündeydim bu nedenle bayağı yoğun bir hafta oldu benim için. Dün akşam evime döndüm. Bazı zamanlar iş nedeniyle kısa seyahatlerim oldu ama bu sefer çok yoğundu ve o kadar çok özlemişim ki evimi, İstanbul'u.  Bugün eşim çok ısrar etse de evden çıkasım gelmedi. Oturdum akşama kadar evde:)

Kontrollerden görüntüler;) Denizli güzelde, Adana beklediğim gibi değil , hele Kozan ilçesi. Şalgam suyu tabi ki tavsiye edilir.







Adana'da kara keçi . Yakalamışım bir kere bırakır mıyım hiç. Boğazlamışım birde:)




Sevgiler,

Meldemoz.

22 Mayıs 2011 Pazar

Böreklerim...

Sabah erkenden kalkıp (dün evi pırıl pırıl yapmıştım. Çalışınca ince temizlik hafta sonu oluyor bildiğiniz gibi) meşhur böreklerimi yapmaya başladım. Evime gelen misafirlere artık fix ikramım oluyor böreklerim. Eve giren hoşbulduk diyip, börekler nerde diyor.:) Bu geleneği bozmayıp benim (karışık sebzeli olan) ve eşimin (Elbistan Peynirli olan) çok sevdiği börekleri yapmaya başladım.

1. tarifim karışık sebzeli börek;
Malzemeler
Yufka (hazır veya vaktiniz varsa siz yapabilirsiniz.)
İçi için;  havuç, patates, patlıcan, kabak, maydanoz, baharatlar
1 yumurta ve 1 kaşık yoğurt.
Gelelim tarife: Öncelikle 1. resimde olduğu gibi havuçu ve patatesi haşlıyoruz. Aynı kapta haşlayınca tatları daha iyi karışıyor. 2 resimde olduğu gibi patlıcan ve kabağı orta boyda kare şeklinde doğrayıp, kızgın yağda kızartıyoruz. Resim 3 teki gibide geniş bir kapta hepsini güzelce karıştırıyoruz. (patates ve havuçta haşlandıktan sonra küp küp doğranıp,kaba alalım.) içine biraz tuz, biraz karabiber çok az pul biber ekleyip güzelce karıştırdık ve iç harcımız hazır oldu bile.
4. fotoğraftaki gibi yufkayı 2 ye katlayıp arasını sert olmasın diye çok az fırça ile yağlıyoruz. sonra 5 teki gibi 4 e katlayıp, 6 daki gibi 4 eşit kare parçalara bölüyoruz.


7 deki gibi içine harcı koyup. 8 deki gibi kare şeklinde katlayıp, üzerine de 1 yumurta ve 1 kaşık yoğurdu çırptığımız harcımızı sürüp birazda çörek otu attık mı tamamdır fırına vermeye. 150-200 derecede üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Son hali ise en altta:)

2. tarifim ise Elbistan Peynirli Yuvarlak Börek

Adından da anlaşılacağı gibi böreğimizin içi için meşhur Maraş - Elbistan peyniri (eşimin memleketi olduğu ve peyniri sevdiği için sürekli getirtiyoruz) ve biraz da maydanoz.
Bu peyniri yemek için önce sıcak suda 2-3 dk bekletmek gerekiyor. Bozulmaması için tuzlu suda ve buzdolabında bekletildiği için çok sert oluyor. İçine istediğiniz peyniri koyabilirsiniz. 
Neyse peynirimizi hazırladık (bkz resim a). maydanozlarımız ince ince kıydık ve ikisini  rondoya attık. Biraz yağ, biraz pulpiber , tuz atmıyorum peynir yeterince tuzlu oluyor. Bunları bir güzel karıştırdık ve iyice rondo da doğradık.(içinin fotoğrafını çekmeyi unutmuşum.) Böreğimizin içi hazır.
Önce yufkayı ortadan ikiye kesiyoruz. Sonra resim b deki gibi 3 eşit üçgene kesiyoruz. İçine harcımızı koyup,  sarma gibi sarıyoruz.  Tepsiye yerleştirdik. Üstüne yine 1 yumurta ve 1 kaşık yoğurdu çırpıp sürdük. Biraz susam ve biraz çörek otu. 150-200 derecede üstü kızarıncaya kadar pişir.




Afiyet olsun.


Çileklerimm..:)


Şu yazımda artık doğal beslenmeye karar verdiğimi yazmıştım. Geçen hafta sonu memleketime annemleri ziyarete gittik  eşimle. Çok özlemişim Ereğli'yi, özellikle annemleri.Neyse lafı fazla uzatmadan Ereğli'den aldığım meşhur Osmanlı Çileklerim büyümüşlerde çiçek açmışlar:) Hemde Yediveren 'inden:)


Önceki yazılarımda daha tohum olan maydanoz ve biberlerim nasıl olmuşlar bakalım.
Bir süredir odanın birinde bakıyorduk artık havalar ısınınca yani yaklaşık 2 haftadır balkondalar. Güneş yaradı tabi. Adını hatırlamadığım kabındaki çiçeği beğenip aldığım çiçeğim de bayağı büyümüş.                  Bakar mısınız...


Saksılarımın temizlenmeye ihtiyacı var sanırım fotolara bakınca daha iyi anladım.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Ev işleri...

Hafta içi yoğun olması sebebiyle ancak hafta sonu ev işleriyle ilgilenebiliyorum. Bu hafta sonu da kaç zamandır yapmak istediğim fakat seyahatlerden dolayı bir türlü yapamadığım çerçevelerimi boyadım ve nihayet duvarıma asabildim.

Yine eskileri gibi osmanlı renklerinden mürdümü kullandım (tüm çerçevelerim aynı renk olsun istiyorum) ve yeni çerçevelerim eskilerin yanında yerlerini aldılar :)



Şimdilik fotoğraf duvarıma bu kadar çerçeve yeterli. Yenilerini ekleyip çirkin ve kalabalık görünmelerini istemiyorum.

27 Nisan 2011 Çarşamba

Bir takım hevesler...

Eşimle birlikte evlendikten sonra çok kilo aldık. ben 48 dim 55 oldum :) eşimi hiç söylememeyim. Fazla yediğimizden değil doğal ve sağlıklı beslenemediğimizden dolayı olduğunu düşünüyoruz ve tabi sporda yapılmıyor. Bunların hepsi birleşince kısa sürede kilo almak kaçınılmaz oluyor.

Napalım napalım derken spora başlayalım dedik . İlk sabah saat 6 da kalkıp, 7 ye kadar spor yaptık sonra duş sonra iş, ilk günün akşamı ikimizinde üzerinden tır geçmiş gibi:) akşam erkenden yattık. Ertesi sabah yine erken kalkıp pes etmek yok dedik ve doğruca spora. Heryerimiz zaten acıyor derken yine iş akşam yine yorgunluk. Alışacağız dedik pes etmek yok. 3. sabah alarm çalıyor biz susturuyoruz, yine çalıyor, yine susturuyoruz derken işe zor yetiştik:)

Spor mutlaka gerekli ama biz şuan için yapamıyoruz :) Az yiyelim dedik. Yemekleri az yapıyorum fakat bu sefer aburcubur fazla yiyoruz. Sonra karar verdik, bundan sonra az yiyeceğiz, abur cubur yok, sürekli meyve ve doğal yollarla yetiştirilmiş gıdalarla besleneceğiz.

Uzun lafın kısası :) Eminönü'ne gittik. Güzelce saksılarımızı beğendik. Sonra bir paket  domates, kalın ve ince yapraklı maydanoz ve küçük biber tohumlarından aldık.
Onları da bir güzel ektik ve her gün suluyoruz bakalım becerebilecek miyiz.

Bir hafta sonraki halleri de aşağıda. Şimdi biraz daha büyüdüler :) Sabırsızlanıyorum.

6 Mart 2011 Pazar

FÖN MAKİNESİ

Çok önemli tüyolar vereceğim. Fön çekmeyi ve düz saça bayılıyorum bu nedenle hergün fön makinesi sesi evimizden eksik olmuyor.Özellikle sabahları işe giderken:)
Saçına fön çekenlerin en önemli malzemeleri fön makinesi ve tarağıdır. (Saçına bakması gereken en önemli şey tabiki :)). Benimde kuaförüm den satın aldığım bir fön makinesi vardı. Sesi ve ısısı da fazla idi. Güzel düzlüyordu fakat duştan sonra saçımın ne kadar yıprandığını görüp bu halde dolaşamayacağım dan yine fön çekiyordum. Bu döngü böyle sürekli devam ediyordu taki makinemi banyoda elimden düşürüp içindeki bir takım techizatını kırana kadar. İyi ki kırmışım:) Önce sesi değişti. İki gün daha kullandım sonra tamamen bozuldu. Hemen fön makinesi arayışına girdim ki bir daha kuaförlerden kesinlikle almam. En ucuzunu pahalıya satmaya çalışıp, saça en çok ısıyı vereni seçiyorlar.
İnternetteki yorumları okudum birkaç kuaförü arayıp belirlediğim modelleri sordum. Sitelerine baktım. Garantilerine ve teknik servis hizmet bilgilerine ulaştım ve bir tanesinde uzun araştırmalarım sonucu karar verdim. ETAP 3200 PROFESSIONAL. Yorumlarda her yerde 2000 watt yazıyor ve ucu yok deniliyor. Ama alınınca görüyorsunuz ki 2200 watt ve ucu da içinde:)
Şiddetle bu makineyi tavsiye ediyorum. 2 yıl garantisi var ve ısısı da saçıma zarar vermedi. Kullanınca okuduğum yorumları daha iyi anlıyorum ve çok memnun kaldım. Kolayca fön çekiyorum:)

27 Şubat 2011 Pazar

Ev işleri...

Haftasonları aklımızdaki değişikilikleri yapıyoruz eşimle. Malzemelerini çok önceden almıştım fakat işlerimizin yoğunluğundan bir türlü vakit ayıramıyorduk. Geç olsada pazar günü yapmaya karar verdim. Fazla vaktimide almadı aslında toplamda en fazla bir saat belki.

Malzemelerimiz şunlar. Ahşap, uygun fiyata alınmış çerçeveler, uygun ince uçlu fırça ve su bazlı ahşap boyası. Bunların hepsini yapı malzemesi satan mağazalarda bulabilirsiniz. Yanlız boyayı biraz aradım kokusuz ve beni uğrastırmayan (birseylerle karıştırmayayım, hazır , hemen kullanayım istedim.) boyayı yine Koçtaş'tan aldım. Osmanlı renkleri adı altında çok fazla çeşit var. Ben mürdüm rengini beğendim ve tüm çerçevelerimi tek renk boyadım. Evimizde hiç olmayan bir renkti ve bu sayede holümüz hareketlendi:)

Ara ara resimlere bakmayı seviyorum ve en beğendiğim resimlerimizden bir köşe olsun istedim. Arkadaşken, nişanlıyken ve evliyken :) yaşlandığımızda da yanına birkaç çerçeve de ekleyeceğim:)

Not: Çerçevelerin duvarda düzgün durmasını istiyorsanız mutlaka su terazisi kullanın.